Page 20 - Yıldız'da Yaşam Sayı-8
P. 20
18
köşk, tık tık çaldım kapıyı. Kapı açıldı saat 10 buçuk falan. Bir yelek, uzun kollu bir gömlek, gömleğin üzerinden bağlanmış deri kayışlı bir saat, lafları tam hatırlamıyorum ama İhap Hulusi karşımda bir Hollywood yıldızı gibi. 15-20 dakika konuştuk, kendimi geliştirmek istiyorum, dedim. Kitap oku, dedi. O zaman bir sergisi olacaktı, sergime gel, dedi. Milli piyango sergisiydi. Orada öyle tanıştık ve çok etkilendim hakikaten.
Bu tanışmanın kariyer hayatınızda çok önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Size ilham veren, Türkiye’deki diğer reklam- cılar kimler?
Ben biraz farklı bakıyorum aslında. Tabii bizden önce de reklamcılar var Türkiye’de önemli adımlar atmışlar. İzidor Barouh, Eli Acıman var mesela. İlancılık Reklam Ajansı 110. yılında Yakup ve İlker Barouh kuşağın devamı...
O zamanların abileri Ersin Salmanlar, Nazar Büyümler, Haluk Mesciler yani bizim neler çıkarıyorlar, dediğimiz abilerimizdi. Hatta Haluk Mesci bana, “Ya Ender şu usta-çırak ilişkisini ne olur bıraktırma, ona devam et.” demişti. Onu da ben biraz götüren biriyim yani. El vermenin, destek olmanın önemi ondan. Özdemir Asaf, İhap Hulusi, Sait Faik, Orhan Veli benim için çok önemlidir. Ogilvy demeyeceğim yani, ben biraz daha milliyet- çiyim ve harika sanatçılarımız var bizim.
Bugüne kadar yaptığınız kampanyalar arasında en keyif aldığınız iş hangisiydi? Yaptığım işlerin en ufağında bile sanatsal değerler vardı ama hem ticari açıdan hem bu zamana örnek olabilecek bir işim var. Marshall’la çalışıyoruz o zaman Dyo’yla müthiş bir çekişme dönemi. Galatasaray’la sponsorluklar falan daha o zaman yeni konuşuluyor. 1998 yılı UEFA yolunda adımlar atmış, para lazım. Hep bir para lazımdır
ya... Konuşuluyor işte göğse reklam nasıl olur, diye. Durun, bir Marshall’la konuşayım, dedim. Feridun’u aradım durumu anlattım; yönetim kurulunda herkes Fenerli nasıl girelim böyle bir şeye, dedi. O sıralarda da Marshall ilk defa yabancı bir ortak arayışında. Ortaklığa gideceksiniz uluslararası ortamda adınız görünsün, dedim. Olur da kupayı kazanırsa düşünebiliyor musun Marshall bütün dünya medyasında! “Ya hayal kurmak
da güzelmiş!” dedi. Hemen bir teklif hazırla- dık. En çabuk kabul edilen, en yüksek bütçeli işi o an yaptım. Bir hafta içinde sponsorluk bedeli çıktı ve Marshall’ı taktık göğse. Bir en- teresan iş de o zamanlar Türk Hava Yolları’yla çalışıyoruz Cem Kozlu genel müdür. Orada da yönetim kurulu Fenerli. Bir Gürkan abimiz vardı, Galatasaraylı. Kopenhag’a giderken uçağın üstüne bir logo koy, dedim. Ne di- yorsun, uçağın üstüne bir şey mi yazılır, dedi. Düşünsene Avrupa’ya ineceğiz, Galatasaray logosu... İmkansız Ender, dedi. Ben organize ederim, bana bir izin çıkarın ben halledece- ğim, dedim. O uçağın üstüne Galatasaray logosu bastırdım ve o da bir ilktir. Şimdi
uçakların üstü tablo gibi biliyorsunuz. Daha sonra on bin tane tişört basacağım, Arsenal’e götüreceğim, üstüne Galatasaray-Arsenal yazıp tarih atacağım, dedim. Güzel fikir ama ne gerek var, dediler. Onları da yaptım, bindik uçağa. Bilet alan her taraftara bir tişört. Stada bakıyorsun her yerde bizim tişörtler! Müthiş oldu ve kupayı aldık. Bunların yanında İhap Hulusi’nin markalaşması adına yaptığımız çalışmalar da var tabii.
İletişim sektöründe 35 yılı aşan deneyi- minizi nasıl özetlersiniz?
17 kitap, 63 sergi, paneller, konferanslar, söyleşiler, birçok gazete, blog ve dergi yazısı,