Page 47 - Yıldız'da Yaşam-Strateji Özel Sayısı
P. 47
label’ların çıkması bunu zorlaştırdı. Belki o kadar pazar payı almak kolay değil, çünkü ürün çıktığı an etrafına benzerleri üşüşüyor ama doğru alanda, doğru
fiyat aralığında, doğru kitlenin ihtiyacını karşılayacak bir ürün çıkarsa neden olmasın? Hatta eskiye göre daha kolay da yaratılabilir çünkü erişim çok daha yüksek, hedef kitleye erişim daha kolay.
Dijitalin önemi her geçen gün daha çok öne çıkıyor. Böyle
bir ortamda dijitale ayrı diğer mecralara ayrı mı reklam yapılmalı? Yoksa bu konu markaya göre değişir mi?
Bu ayrım yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. Hatırlarsanız bundan 5-10 yıl önce de dijital ajans, geleneksel ajans diye bir yapı oluşmuştu; o ayrımın
da ortadan kalkmaya başladığı gibi müşterilerin bu konudaki algısı da değişti. TBWA\Istanbul olarak bu noktada en sağlam reklam ajanslarından biriydik, hiçbir zaman biz bir ajans satın alıp,
“Bu da bizim dijital ajansımız.” demedik. Biz her zaman bu işi içeride yönetmeye çabaladık. Şu anda müşterilerimizin neredeyse yüzde 70’inin bütün işini yönetiyoruz. Markanın sesinin mecrasal farklılıkları olabilir tabii ki. Bazen sadece TV filminden çıkarak eskiden kampanya çalışılırdı, biz artık fikri bulmaya odaklanıyoruz.
Marka olma yolculuğunda reklam tarafında olmazsa nedir?
Marka olma yolculuğunda sürdürülebilir yatırım şart. Yani bir masal anlatıyorsunuz, çocuk sizi merakla dinliyor, masalı yarısında keserseniz etkisini görebilir misiniz? Sonu ne olacak? Sonu yok
bu kadar, diyemezsiniz. Marka da bir yolculuk. Markaların da hayatları var; markaların uzun soluklu bir yaşam eğrisine sahip olması için marka yöneticilerinin ya da sahiplerinin doğru yatırımı yapmaları, markaya yatırım konusunda ellerini yavaş tutmamaları gerekiyor. Müşteriler o masalı dinlemeye devam etmeli.
BAŞAK ERKIRAN
Sosyal medya ve konvansiyonel medya için yapılan çalışmaların
marka yaratma sürecine etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Marka yaratma sürecinde tabi ki her mecranın ve mecrada yapılan çalışmanın yeri, katkısı ve etkisi değişkenlik gösterir. Ancak su götürmez bir gerçek var ki içerik dünyasında yaşıyoruz ve iletişimde sadece marka mesajı vermenin yeterli olmadığını biliyoruz. Bu yüzden sektör fark etmeksizin tüm markalar içerik üretmenin, tüketiciler de içerik tüketmenin derdinde, diyebiliriz. Tabii ki her içerik tüketiliyor, tüketilen her içerik akılda kalıyor, yapılan çalışmaların hepsinin marka yaratma sürecine daima pozitif etkisi oluyor, demek yanıltıcı olacaktır. Bu noktada
daha önce de bahsettiğim gibi bir gerçeğin altını çiziyoruz: Esas olan hedef
kitleye doğru mecrada anlamlı medya kullanımları ve içeriklerle anlam ifade eden marka iletişimi yapabilmektir. Tabi yine de bu soruya mecra bazında cevap vermem gerekirse şunu söyleyebilirim; günümüzde sosyal medyanın ne kadar etkili olduğunu hepimiz biliyoruz.
Artık gencinden yaşlısına hangi sosyo- ekonomik statüde olursa olsun tüm tüketiciler bir veya birden fazla sosyal medya kanalını kullanıyor ve tüketiyor. Sosyal medyada yapılan çalışmaların marka yaratmadaki etkisi ve gücü
de göz ardı edilemeyecek kadar önemli. Ancak ister sosyal medya ister konvansiyonel mecralar olsun, asıl
olan yapılan işlerin buram buram reklam kokmaması. Sosyal medyada oyun
YILDIZ’DA YAŞAM STRATEJİ ÖZEL SAYISI 45
Güven Borça anlatıyor...
BU TOPRAKLARDAN DÜNYA MARKASI ÇIKAR MI?
Yazdık biz, “Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar mı?” diye, bekliyoruz, çıkmadı. Piyasa koşulları da bunu etkiledi. Gayrimenkul, yapı, altyapı... Onlara gitti enerjiler. Şimdi bir tıkanma noktasına geldik, diye düşünüyorum. O yüzden biraz daha ürün markalaşma, kent markalaşma gibi alanlarda Türkiye’nin önü açılabilir. Açılmalı da... Mevcut işlerle geldiğimiz nokta belli. Dolayısıyla, değerlerimizi daha iyi markalaştırmak için çalışmalıyız.